Geçtiğimiz sezon kimsenin hayal etmediği, aklının ucundan dahi geçirmediği bir işi başararak Türk futbol tarihine önemli bir damga vurdu Bursaspor. 'Timsahlar' dört büyüklerin hegemonyasında geçen ligde, şampiyon olarak hem beşinci büyük olmayı, hem de Anadolu'dan başka bir şampiyon çıkabileceğini kanıtladı.
GENÇ YETENEKLER ELDE TUTULDU
'Timsah' kazandığı şampiyon apoletiyle Devler Ligi'ni de düşünerek sezon öncesine kadroyu güçlendirme çalışmalarıyla başladı.
Ertuğrul Sağlam, şampiyon olmuş kadrosundaki genç ve bir o kadar da yetenekli isimlerini ilk olarak takımda tutmak istedi. Üç büyüklerin kıskacında olan
Ozan İpek,
Volkan Şen ve
Sercan Yıldırım'dan para için vazgeçilmedi. Bu hamleyle beşinci büyük olabilme yolunda en büyük adımlardan biri atıldı. Sonrasında ise kadroda eksik olan bölgelere takviyeler geldi.
EKSİK BÖLGELERE TAKVİYELER
Son şampiyon ilk olarak kadrosuna ligi bir puan önünde tamamladığı rakibi
Fenerbahçe'nin sol kanat oyuncusu Gökçek
Vederson'u bedelsiz takıma kattı. Bu imza sonrasında yerli transferi tamamlanırken; sıra yabancı oyunculara geldi.
Boca Juniors'tan Federico
Insua, Racing Club'dan Damian Steinert, Independiente'den Leonel
Nunez,
Porto'dan
Milan Stepanov ve Göteborg'dan
Gustav Svensson kadroya katılan isimler oldular. Öte yandan kadroda fazla forma şansı bulamayan Tuna Üzümcü,
Veli Acar,
Yenal Tuncer ve
Leonardo Andres Iglesias elden çıkarıldı.
TRANSFERDE SINIFTA KALDI
Yapılan transferler taraftarda Bursa’da 'Tango' rüzgarı eseceği beklentisi yaratsa da; evdeki hesap çarşıya uymadı.
Vederson'u kadroya katmakla önemli bir iş yapan yeşil - beyazlılar, yabancı transferlerinden umduğunu bulamadı. Steinert ve
Nunez tam bir hayal kırıklığı yaratırken; Svensson için Machester United'ın menajeri
Sir Alex Ferguson söylediği övgü dolu sözler havada kaldı.
Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk’ten oluşan savunma kurgusuna
Stepanov monte edilmeye çalışsa da,
Ertuğrul Sağlam'ın 'tampon' denemeleri boşa çıktı. Büyük umutlar ile transfer edilen
Insua'nın uyum süreci biraz uzadı. Bu tablo sonrasında iş yine 'bizim çocuklar'a kaldı. Şampiyonlukta tüm Türkiye'nin alkışını alan
Bursaspor, transferde sınıfta kaldı. Başarının getirdiği mali gelir, bu kadar kötü kullanılmamalıydı.
BAŞLANGIÇ 6'DA 6!
Bursaspor 'şampiyon' unvanıyla ilk resmi maçını
Trabzonspor ile
Süper Kupa finalinde oynadı. Ancak
Trabzonspor kupayı kaptırmadı. Ve ardından da ligin ilk maçı geldi çattı. Türk futbol kamuoyu 'Timsah'ın nasıl bir sezon geçireceğini ve başarının bir tesadüf olup olmadığı merak ediyordu. Kafalardaki tek soru 'Acaba
Bursaspor'un sonu da
Sivasspor gibi mi olacak?' şeklindeydi.
Sivasspor her ne kadar ipi göğüsleyemese de, zirve heyecanını oldukça yakından yaşayıp ertesi sezon dibe vurmuştu.
Bursaspor ilk 6 haftada galibiyet alarak bir nevi gövde gösterisi yaptı.
DEVLER LİGİ KABUSU!
Spor Toto Süper Lig'de işler gayet yolunda giderken nihayet Bursa halkının heyecanla beklediği
Şampiyonlar Ligi vakti gelmiş çatmıştı. Onlar
Real Madrid ile aynı grupta yer almayı hayal ederken; bu düş gerçek olmadı.
Manchester United, Valencia ve Glasgow
Rangers'lı grupta bir başarı neden olmasın derken, hüsran çıktı ortaya. Yapılan yanlış transferlerin ceremesi en çok burada çekildi. Glasgow
Rangers haricinde diğer iki rakibine göre oldukça zayıf bir kadroyla bu arenada boy gösteren temsilcimizde bir de tecrübesizlik boy gösterince; rüyadan kabusla uyanıldı.
SAĞLAM'IN TECRÜBESİZLİĞİ Mİ, TECRÜBESİ Mİ?
Yolun daha en başında başarısızlık kabul görse de,
Şampiyonlar Ligi ve arkasından lig maçlarına çıkmaya alışık olmayan
Bursaspor bocalamaya başladı. Bu dönemde yorgunluk açıkça hissedilirken; puan kayıpları da moralleri bozdu. Devler Ligi'nde ortaya çıkan kötü tablo
Ertuğrul Sağlam'ın tecrübesizliğine bağlansa da, genç teknik adam bu sancılı dönemde takımının
Süper Lig'de yarıştan kopmasına izin vermedi.
ÜÇ BÜYÜĞE TEPEDEN BAKIYOR!
Zor dönemi, bakıldığında az hasarla atlatan
Bursaspor'da, sezonun ilk yarısında sakatlık sorunları pek fazla yaşanmadı. Ancak
Medical Park Antalyaspor deplasmanında başarılı sağ kanat oyuncusu
Ali Tandoğan'ın ölümden dönmesi dramatik anlardan biri oldu. Kafasında çatlaklar oluşan ve
Ali Tandoğan'ın takımını yalnız bırakması yeşil-beyazlıları etkilese de, sezonun ilk yarısı lider
Trabzonspor'un sadece 5 puan gerisinde kapatıldı.
Galatasaray,
Beşiktaş ve
Fenerbahçe'nin oldukça geri kaldığı yarışta 'Timsah' ve 'Fırtına' şimdilik baş başa kaldı.
BURSASPOR ŞİMDİ NE YAPMALI?
Bursaspor, geçtiğimiz sezon elde ettiği başarının devamını getirmek istiyorsa, öncelikli olarak teknik patron
Ertuğrul Sağlam'ın takımın dinamiklerini etkileyen yıldız oyuncuları belirli bir disiplin altına almak zorunda olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda...
Bursaspor'un başarısında önemli bir pay sahibi olan
Volkan Şen'in, otoriteye karşı sert duruşu, gizli ABD
kaçamakları ve özellikle saha içerisindeki agresif tutumu;
Sercan Yıldırım'ın aklının sürekli
İstanbul'da olması, yıldız bir futbolcu gibi yaşama hevesi… Bütün bunlar elde ettiği başarıları takımdaşlık duygusu ve disipline borçlu olan yeşil-beyazlı takımın yükselişini ya da istikrarın sağlanmasının önünde dirençli bir set oluşturuyor.
Bursaspor şampiyonluk ya da bu sezon ilk kez katıldığı ve tecrübe kazandığı
Şampiyonlar Ligi'nde bir kez daha mücadele edebilmesi için yeniden kendisini var eden o 'disiplin algısını' yeniden kazanabilmeli...
Ancak takım içi disiplinin tesis edilmesi tek başına yeterli olmayacak. Ara transfer döneminde takıma katkısı yüksek yabancı oyuncuların kadroya katılması, katkısız yabancıların elden çıkarılması, başarılar sayesinde elde edilen 'kazançların' verimli bir şekilde kullanılması oldukça önem kazanacak. Ayrıca
Bursaspor'u
Bursaspor yapan öz kaynakların terk edilmemesi,
Ertuğrul Sağlam kadar tüm
Bursaspor taraftarına şampiyonluk şarkıları söyleten başkan
İbrahim Yazıcı ve yönetiminin boynunun borcu olacak...